skip to Main Content
Üstün Zekalı Çocuklar Danışmanlığı

Üstün Zekalı Çocuklar Danışmanlığı

Üstün Zekalı Çocuklar Danışmanlığı

Bu çocuklar, genellikle kendilerini yaşıtlarıyla aynı seviyede görmezler. Bir kısmı tecrit edilmişlik veya bir köşeye itilmişlik hissine kapılırlar. İçine kapanıklıkları sebebiyle arkadaş sayıları birkaçı geçmeyebilir. Okullardaki dersler onları sıkabilir.

Bunlardan bazıları, yaşıtlarıyla birlikte olabilmek için yeteri kadar başarılı olmak istemeyebilir. Eğer duyguları beslenmezse, toplum dışında kalabilir, hatta suça meyilli hale gelebilirler. Yetişkinler, bu çocukların özel ihtiyaçlarını fark ederlerse, potansiyellerini değerlendirebilmeleri için onlara yardımcı olmalıdırlar.

Özel yetenekli çocuklar, birbirleriyle çok etkili ve verimli bir iletişim kurabilmekte, böylelikle anlaşılmaz olma sıkıntısından bir derece kurtulmaktadırlar. Dolayısıyla bu çocukların katıldıkları ortak proje ve programlar hazırlanabilir. Tecrübesiz anne babaların evdeki özel yetenekli ve hünerli çocuklarıyla ilgilenmesi hiç de kolay olmaz.
Özellikle okul öncesi dönemde böyle bir ebeveyn, yardıma ve rehberliğe muhtaçtır. Ailelerin birbirlerine destek olmaları ve tecrübe aktarımı da ihmal edilmemelidir.

Özel yetenekli bir bebek, diğerlerine göre daha az uyur, dolayısıyla daha fazla ilgi ve ihtimama ihtiyaç duyar. Böyle bir durumda anne ve baba her zaman gerekli ilgiyi gösteremeyebilirler. Bu yüzden büyükanne, büyükbaba gibi ailenin diğer fertlerinin de yardımı istenebilir. Bu çocuklar konuşmaya başladıktan sonra sürekli sorular sorar ve kaba bir otorite altına girmek istemezler. “Bunu yapacaksın, çünkü ben öyle istiyorum” şeklinde bir yaklaşım, tesirli olmaz.

Çocuklarının sorularına cevap veren ailelerin, onlarla otoriter ailelere nazaran daha güçlü bir yakınlık kurdukları görülmektedir. Bu çocuklara sabır, alaka ve saygı gösterildiği an, onlar da hürmete riayet ederek karşılık vermektedirler. Çocuklar büyüdüklerinde, aile toplantılarına katılabilirler, böylelikle mesuliyet paylaşma ve tartışma kabiliyetleri gelişir. Böyle bir ortamda çocuk kendisini söz hakkı olan bir aile ferdi olarak hisseder. Bu arada anlaşmazlıklar ortaya çıkarsa, hissi destek bekleyecekleri unutulmamalıdır.

Kısacası özel yetenekli bir çocuğun yetişmesindeki kilit nokta saygıdır; farklılığına saygı, fikirlerine saygı, hayallerine saygı.

Kabiliyetlerin yeşermesi için özel müfredatlar, özel yazılımlar ve spesifik programlar yanında huzurlu, emin ve sıcak bir aile ve okul ortamı da gereklidir. Bu arada şu hususlara da dikkat çekmekte fayda vardır: İnsanı, bir ilacın kimyasal bileşimini veya bir makinenin üstün özelliklerini tarif ediyor gibi kategorize etmek çok zordur, zira insan doğasındaki kompleksliği unutmamak gerekir.

Yazıda sözü edilen özellikler bir robotun bilgisayar sisteminde olduğu gibi işlemez insanda. Zaman içinde değişir, oranları artar, azalır. Dinamik bir sistem bulunduğu icin unsurlar sabit kalmaz. Özel yetenekli çocuklar geleceğin liderleri, bilim adamları, fikir adamları ve sanatçılarıdır.

Böyle bir milli servet heba edilemez. ABD, İngiltere, İsrail ve Hollanda”da olduğu gibi bu tür çocukları tespit edip onlara özel programlar uygulayacak uzman ve kurumları hazırlamak, gerekli finans kaynaklarını bulmak, iletişimi etkili hale getiren bir ağ oluşturmak, bu sahada dünyada yapılan faaliyetleri takip etmek ve orijinal girişimlerde bulunmak yine fedakâr ve sağduyulu insanlara kalmaktadır.

Özel yetenekli çocuk bireysel olarak sistemli bir şekilde gözlenmeli, ilgileri ve ihtiyaçları mümkün olduğunca gerçekçi düzeyde saptanarak karşılanmalıdır.

Sınıf programında ve uygulamalarda özel yetenekli çocuğun ihtiyaçlarına cevap verebilecek gerekli değişiklikler yapılmalıdır. Bu düzenlemeler çocukların düzenli sınıf programının ilerisine geçmesini sağlamalıdır.

Çocukların potansiyellerini tam olarak kullanmalarına fırsat tanıyacak uygulamalar

ve çevresel düzenlemeler yapılmalıdır.

Programın amaç ve uygulamaları çocuğun düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik hazırlanmalıdır.

Eğitimde bireyselleştirmeye önem verilmelidir. Grup etkinliklerinde mutlaka özel yetenekli çocuğun düzeyine uygun sorular sorma, düşüncelerini ve bulduğu çözüm önerilerini açıklama fırsatları verilmelidir.

Özel yetenekli çocukların sordukları soruları derinlemesine ve ayrıntılı bir şekilde cevaplandırılmalıdır.

Özel yetenekli çocuklar tüm gelişim alanlarında aynı düzeyde gelişme göstermeyebilirler. Çocuğun yetenekli olduğu alanın dikkate alınması özgüvenini artıracaktır.

Yetişkinler bu çocukların geliştirdikleri ürünlerini (resim, hareket, düşünce veya orijinal bir yapı) ortaya koymalarına ya da sergilernelerine olanak tanımalıdır. Bu çabalar mutlaka ödüllendirilmelidir.

Özel yetenekli çocuk normal gelişim gösteren çocuklarla olduğu kadar, ilgileri ve ihtiyaçları yönünden kendine benzeyen özel yeteneklilerle de iletişim kurma ihtiyacı içinde olduğundan her iki çocuk grubuyla da değişik zamanlarda bir araya gelebilmelidir. Çocuk kendisi gibi yeteneklilerle bir arada olduğu zamanlarda kendisini “farklı” bir kişi olarak hissetmeyip kendine güven duygusunu geliştirebilir. Ayrıca yetenegine ilişkin ortak yönleri paylaşmak, çocuğa haz vererek duygusal yönden rahatlamasını sağlayacaktır.

Özel yetenekli çocukların üstünlüklerini belirgin bir şekilde abartmak, bu çocukları hep ön planda tutmak vb. yaklaşımlar sınıftaki diğer çocukların onlara karşı düşmanlık, kıskançlık gibi olumsuz duygular geliştirmesine ve grup dışına itmelerine neden olabilir. Bu nedenle eğitimcilerin, çocuklar arasındaki iletişimin ve arkadaşlık ilişkilerinin olumlu yönde gelişmesine olanak tanıyacak bir yaklaşım sergilemesi gerekmektedir.

Bazı durumlarda özel yetenekli çocuklar kendilerinden beklenen performansa uygun başarı düzeyine ulaşamadıklarında bunun nedenleri araştırılmalı ve uygun önlemler alınmalıdır. Başarısızlığın üzerinde durulmaması ve gerekli önlemlerin alınmaması, çocuğun öğrenmekten zevk almasını (ki bu özellik özel yeteneklilerin en önemli özelliklerinden birisidir) engelleyecektir. Okul ortamına karşı ilgisini kaybetmesine neden olabilecektir. Daha ileri aşamalarda ise çocuğun içe kapanarak kendine sosyal yönden izole etmesine yol açabilecektir.

Özel yetenekli çocuklar karşılaştıkları problemleri kendilerine özgü yollarla ve kendi kendilerine çözme eğiliminde olduklarından başa çıkamadıkları durumlarda sorunlarını her zaman dışarıya yansıtmak istemeyebilirler. Bu nedenle özellikle eğitimciler bu çocuklara karşı duyarlı ve uyanık olmalıdır.

Eğer özel yetenekli çocuklar için uygun eğitim ortamı sağlanamaz ise bu çocuklar, düzenli sınıf programını başarmak için yeterli perfonmans gösterebilirler ancak asla yeteneklerini geliştiremez ve kullanamazlar.
Başarısızlıklarla başa çıkmayı öğrenemezler ve en önemlisi öğrenme isteklerini yitirebilirler. İçine kapanıp kendi dünyalarına çekilebilirler. Okuldan kaçma yolları ararlar, diğer çocuklar ile iletişim kurmada problem yaşarlar. Bu yazı ustunzekalıcocuklar.com isimli siteden alınmıştır.

 

 

 

  Üstün Zekalı Çocuklar Danışmanlığı Kariyer Polikliniği Adana Merkezli Bir Bireysel Koçluk – Psikolojik Danışmanlık – Aile Danışmanlığı Merkezi olup, Türkiye’de 14 ilde şubesi ile hizmet vermektedir. Randevu almak için lütfen arayınız.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Back To Top